Toplardamarların genişlemesine ve şişmesine varis denir. Genellikle vücudun en fazla basınç altında kalan bölgesi olan bacakların alt kısımlarında görülen varis önemli bir sağlık sorunudur. Varisi olanlarda gece kramplar yaşanır, bacaklarla kaşıntı ve şişkinlik olur, ayakta kalınca ağrı başlar. Kadınların hamilelik dönemlerinde şikayetleri artar. Dolayısı ile varis, estetik bir sorun olmanın yanı sıra ciddi bir damar sorunu. Erken tanı konusunda hem kadınlar hem de erkeklerin uyanık olmaları gerekiyor. Çünkü zamanında önlem alınmayan varis sorunları ayaklarda, bacaklarda çok şiddetli ağrılara, şişliklere ve açık yaralara dönüşebiliyor. Varisin en ciddi sonucu ise akciğere pıhtı atması ile oluşan embolidir. Tüm bu riskler göz önüne alındığında varisin doğru tedavisi çok büyük önem taşıyor.

Buhar Tedavisi

Buhar Tedavisi Yöntemi varis tedavilerinde son derece konforlu bir tekniktir. İşlem steril ortamda, lokal ya da genel anestezi altında yarım saatte tamamlanıyor ve hasta aynı gün taburcu ediliyor. Özellikle ince çaplı ve eğrilikler olan damarlarda da uygulanabilir olması büyük avantaj sağlıyor.

Minimal İnvaziv Damar Cerrahisinin avantajlarını bu teknikte de görüyoruz. Steril sıcak su buharını çok minik kateter yardımı ile damarın içine püskürterek sorunlu bölgeleri yakıyoruz. Damarın içinde homojen olarak dağılan buhar bütün damar çeperine aynı ölçüde etki ediyor. Damar dışındaki dokuların zarar görmesini de engelleyen bu yöntemle derinin hemen altındaki damarları da tedavi etmek mümkün hale geliyor. Ayrıca doğuştan gelen damar anomalileri için de uygun bir yöntem. Buhar tedavisi yaşlı hastalara da uygulanabiliyor. İşlem süresi 30 ile 50 dakika arasındadır. Aynı seansta var olan diğer kılcal damar ya da orta boy varisler (retüküler varisler) de tedavi edilebilir. İşlemden sonra hasta birkaç saat gözetim altında tutularak taburcu edilir. Kişi tedaviye yürüyerek gelir ve tedaviden sonra yürüyerek evine dönebilir.

Herkese uygulanabilir

Avrupa’daki örneklerinden ve yaptığımız uygulamalardan hareketle bildiğimiz standart diğer uygulamalara nazaran yan etkilerinin minimum seviyede olduğunu gördük. Uygulama yapılan bölgede birkaç günlük hassasiyet dışında morarma ve şişme olmadığını gördük. Hastaların uygulamadan sonra yaklaşık bir ay süre ile varis çorabı kullanmaları gerekiyor. Varislerin tekrarlamasından kaçınmak için de öncelikli olarak hareketli yaşamı tercih etmek, bol su tüketmek, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden uzak durmak, güneşten korunmak, topuklu ya da dümdüz ayakkabıların yerine hafif topuklu ayakkabıları tercih etmek, düzenli olarak bacaklara soğuk su ile masaj yapmak ve uyurken bacakların yaklaşık 10 cm. yukarıda olmasına dikkat etmek gerekir.

Tutkalla Yapıştırma Yöntemi

Varis çok sık görülen bir damar hastalığı ve henüz kesin bir tedavisi bulunabilmiş değil. Bundan dolayı pek çok yöntem geliştiriliyor. Ancak bu yöntemler arasında varisi tamamen sonlandıracak bir yöntem söz konusu değil çünkü varis hastalığı nüks edebilen bir hastalık. Bundan dolayı varis tedavilerini seçerken ya da varis hakkında araştırma yaparken nüks oranı en düşük ve konforlu tedavilerin üzerinde durmak gerekir. Biz tedavilerde açık ameliyatları çok özel durumlar haricinde tercih etmiyoruz. Hem uygulaması zor hem de nüks oranı yüksek ve hastanın sosyal yaşantısına dönme süresi uzun. İnsanlar artık ameliyatlardan ya da uygulamalardan hemen sonra ayağa kalkmak istiyor.

15 dakikada tamamlanıyor kişi sosyal yaşantısına hemen dönebiliyor.

Tutkalla Yapıştırma Yöntemi ABD’de geliştiren ve FDA onayı olan bir yöntemdir. Bu yöntemde pille çalışan bir alet yardımıyla damarın içine ilaç veriliyor. Damarın içine bir kateter yardımıyla gönderilen küçük bir tel aracılığıyla ilacı verip yapıştırma işlemini gerçekleştiriyoruz. Bu yöntemle emboli riski yani pıhtı kaçma riski de ortadan kalkıyor. Özellikle diz altına dökülen damarlarda ve iç varislerde son derece başarılı bir yöntem. Diğer teknikler diz altı damarlarında yetersiz kalıyor çünkü bu bölgede sinir hasarı ve sinir hassasiyeti görülüyor. Yöntem ayrıca lokal anestezi ile yapıldığı için uygulama sonrası hasta hemen sosyal yaşantısına dönebiliyor. İşlem sonrası hastalar elastik bandaj ya da varis çorabı kullanmak zorunda kalmıyor. İşlem 10-15 dakikada tamamlanıyor. Hamilelikte varis oluşumu artıyor. Doğumda hemen sonra emzirme döneminde kadınlar bu teknikten faydalanabilir, bebeğe hiçbir zararı yoktur. Yaşlılar da aynı şekilde bu teknikten rahatlıkla faydalanabilir. Ayrıca yazın da hastalara tedavi olma imkanı sağlayabiliyor.

Köpükle Püskürtme Yöntemi

ABD’de geliştirilen ve Türkiye’de de kullanılmaya başlanan Kköpükle Püskürtme Yöntemini Türkiye’de de uyguluyoruz. Kolay ve lokal anestezi ile uygulanabilen, genel ya da rejyonel anestezi gerektirmeyen yöntem 15 dakikada tamamlanıyor ve hastanede yatış gerektirmiyor.

Köpükle püskürtme yöntemi pille çalışan bir alet yardımı ile damarın içine ilaç verilmesi ile gerçekleşiyor. Damarın içine bir kateter yardımı ile gönderilen küçük bir tel 360 derece dönerek damarın duvarlarında hasar yaratıyor ardından o damarın içine köpüğü veriyoruz ve damar tekrar açılma olasılığı olmaksızın çöküyor. Bu yöntemle emboli riski yani pıhtı kaçma riski de ortadan kalkıyor. Özellikle diz altına dökülen damarlarda ve iç varislerde son derece başarılı bir yöntem. Diğer teknikler diz altı damarlarında yetersiz kalıyor. Çünkü bu bölgede sinir hasarı ve sinir hassasiyeti görülüyor. Her ne kadar tümesan anestezi yapılsa da bunun önüne çok geçilemiyordu. Ancak Köpükle Püskürtme Yöntemi bu bölgede diğer tekniklerle yaşadığımız sıkıntıyı çözdü. Yöntem ayrıca lokal anestezi ile yapıldığı için uygulama sonrası hasta hemen sosyal yaşantısına dönebiliyor. Tümesan anestezi de yapılmadığı için uygulama sonrası ödem ya da şişlik gibi durumlar da oluşmuyor. Çalışanların en büyük sıkıntısıdır zaman sorunu bu yüzden öğle tatillerinde hatta çay molalarında dahi yöntemi kullanabilirler. İşlem 10-15 dakikada tamamlanıyor. İlaç alerjisi olanlar dışında yöntemi herkes kullanabilir. Hamilelikte varis oluşumu artıyor. Doğumda hemen sonra emzirme döneminde kadınlar bu teknikten faydalanabilir, bebeğe hiçbir zararı yoktur. Yaşlılar da aynı şekilde bu teknikten rahatlıkla faydalanabilirler. Ancak damarı çok geniş olup her iki bacağa da uygulama gerektiren durumlarda biz uygulamadan kaçınıyoruz. Çünkü yüksek dozda ilaç vermek istemiyoruz. Bundan dolayı tek bacak için yöntemin daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Diğer yöntemlere göre avantajları.

Lazer ve radyofrekans yöntemleri çıktıklarında çok ses getirmişlerdi. Çok yüksek enerjili sistemler oldukları için kontrolü ve güvenliği daha az bu sistemlerin. Varis tedavilerinde Tümesan anestezi dediğimiz yöntemle uygulamanın neden olabileceği yanıkları önlemek için bir çeşit soğuk serum uyguluyoruz. Bu uygulama özellikle lazer ve radyofrekansta çok gerekli aksi halde çok ciddi yanıklara neden olabilir. Aynı yöntemi lazer kadar derine olmasa da Buhar Tedavisinde de uyguluyoruz, fakat Buhar Tedavisi diğer yöntemlere nazaran yan etkisi çok daha az bir yöntem. Köpükle Püskürtme Yönteminde ise Tümesan anesteziye gerek kalmıyor. Özellikle bizim yüzeyel damar dediğimiz ayağın iç bileğinden kasığa kadar giden uygulamalarda biz bu tür uygulamaları çok rahat yapabiliyoruz ama ayağın dış tarafından diz çukuruna dökülen varislerde ve iç varislerde gerek lazer gerek Buhar Tedavisi, gerek radyofrekans maalesef sinir hasarları yapabiliyor. O bölgede sinir damara çok yakın geçiyor ve damar biraz daha yüzeyel olduğu için hasarlar, uyuşmalar ya da hastalarda sıkıntılar olabiliyor. Bu durumda Köpükle Püskürtme Yöntemi çok avantaj sağlıyor.

Skleroterapy (İğne tedavisi)

Skleroterapy temel olarak bir maddenin ilgili damar içine enfeksiyonu ile bu damarın kollebe olmasını ve içinden kan geçemeyecek bir hale gelerek gözden kaybolmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu sıvı madde kendi halinde ya da köpük oluşturarak enjekte edilebilir. Varislerin çaplarına göre farklı yoğunlukta ilaç kullanılmaktadır. Skleroterapy 0.5 mm ve 0.3 mm çapına kadar olan küçük toplardamar ve kılcal damarlarda kullanılır.

Skleroterapy hastaya ağrısız bir işlemdir. Oldukça küçük çaplı iğneler kullanılır. Seanslar 2 günde 1 uygulanır. Skleroterapy sonrasında enjeksiyon yapılan bölgeye kompresyon yapacak şekilde elastik bandaj ve tedavi süresince varis çorabı giyilmesi tavsiye edilir.

Skleroterapy kimlere uygulanmaz?

  • 75 yaşından büyük olanlara
  • Ciddi anlamda alerjisi olanlara
  • Gebelere
  • İlgili atardamar sorunu olanlara
  • Obezite hastalarına
  • Romatizmal hastalığı olanlara
  • Şeker kalp ve böbrek hastalarına
  • Ateşli hastalığı olanlara
Çocuklarda Varis

Varis bilindiği gibi damar hastalığıdır ve kanı akciğere ve kalbe taşıyan toplardamarların ilerletici bir şekilde genişlemesi ile oluşur. Çocuklarda gelişen varisleri ise bu toplardamarların olmaması durumu olarak tanımlıyoruz. Çocuklarda varis oluşumunu standart varis görüntüsü ile karşılaştırmamak gerekir. Çocuklarda genelde bir bacakta şişlik göze çarpar ya da bir bacağı diğerinden daha büyüktür ve damarlar daha belirgindir. Ya da çocuğun her iki bacağı ve ayak bilekleri yaşıtlarına nazaran çok daha kalındır. Bazen de damarlarda belirginlik olmaz cilt altında kalır ama mutlaka iki bacak arasında fark vardır ya da ikisi de kalındır. Ayrıca hemanjiom varsa da renk değişikliği olabilir, harita gibi damar anomalileri ya da varis görülür. Bu durumda da erişkinlerde görülen varis görüntüsünde olurlar. Çocukluk çağında genelde damar anomalileri akla gelir ve varis olasılığı ekarte edilir. Damar anomalisi değilse eğer varis olasılığı üzerinde dururuz. Bu da genellikle genetik yatkınlıktan kaynaklanır. Çocuklarda ileriki dönemde kronik venöz yetmezliğine dönerse onlar için sıkıntılı bir hayat olur. Çünkü olay ne kadar kronik hale dönerse onun tedavisi ve yüz güldürüm oranı düşük olur. Tedaviler geciktiği için kronik hale dönüşebileceği gibi bazen de genetik yatkınlıktan kronikleşebilir. Erken tanı ve tedavi her zaman önemli ve faydalıdır. Fakat dikkatli olmak gerekir çünkü bunun tedavisi her zaman ameliyat değildir.

Çocuklarda standart varis tedavisi uygulanmaz.

Çocuk hastalarımıza baktığımızda doğuştan derin toplardamarların olmadığını görüyoruz. Çocuklar bize kocaman varislerle geliyor ama onlar normal varis değil. Onların varislerine müdahale edersek çocuğun dolaşımını bozarız. Çünkü kirli kanı vücuda götürecek tek damar varis damarlarıdır. Varis hastalarında biz varisleri alıyoruz ya da su buharı ile yedek damarı tıkıyoruz. Fakat çocuklarda onu yapma şansımız yok. Her varis hastasına ‘Hadi gel açık ameliyat yapalım’ denmez asla bu yüzden. Ya da bu damarı yok edelim yaklaşımı doğru değil. Hal böyle iken çocuklarda daha dikkatli davranmak ve mutlaka altta yatan genetik bir rahatsızlık ya da bir damar anomalisi var mı araştırmak lazım. Çünkü bir damar anomalisinin sonucu da varis olabilir. Bunu asla unutmamak gerekir. Varisi var deyip standart varis tedavisi asla uygulanmamalıdır. Altta yatan ciddi bir patoloji var ise ve bu atlanırsa istenmeyen sonuçlar doğurabilir. O yüzden çocukluk yaşındaki varislerle ilgili mutlaka tecrübeli bir kalp damar cerrahisi kliniğine başvurmaları gerekir.